Laf sokma mesajları
Duygularınıza tercüman olacak en acı laf sokma mesajlarını sizler için dokun.org olarak bir araya getirdik. Sizde aşağıdaki mesajlardan beğendiklerinizi sosyal medya hesaplarından paylaşabilirsiniz.
Sevgilisi veya arkadaşına kırılan veya kızan kişiler bazen duygularını tercüme etmekte zorlanabilir. Karşısındaki kişiye duygularını, kırıldığını belli etmek için laf sokucu kapak sözlere başvurur ve bu sözleri özellikle günümüzde en çok kullanılan Instagram, Twitter ve Facebook gibi sosyal medya mecralarında paylaşır. Pek çok kişi kızdığı arkadaşına veya sevgilisine laf sokucu kapak sözler için derin bir araştırmaya girer. Arkadaşa, sevgiliye en iyi, ağır, anlamlı, komik, ve kısa laf sokucu sözler için “Laf Sokucu Kapak Sözler” içeriğimize göz atabilirsiniz.
El üstünde tuttum anlamadın. Ayaklar altında rahat mısın?
“Barışalım mı?” dedi. “Sen hiçbir kitabı iki kere okudun mu?” dedim. “Evet.” dedi. “Peki sonu değişti mi?” dedim, sustu.
“Reklamı kapatmak için tıklayınız” yazan yere tıklayınca açılan reklam gibisin.
“Yemin ederim senden başkasını sevmem” demişti. Neyse arkadaşlar. Sıradaki “yemin” tükürüp de yalayanlara gelsin.
50 kuruşluk çikolatanın verdiği mutluluğu veremeyen insanlar var.
50 kuruşluk çikolatanın verdiği mutluluğu veremeyen insanlar var.
A101’de satılan 25 kuruşluk çikolatanın tadını bile veremeyen insanlar var. Öyle gereksizler…
Açık yürekle konuşan düşman içten pazarlıklı dosttan iyidir.
Adam sorar: Kaçınız çıplaklığınıza güvenmek yerine karakterinize güvenecek kadar kadınsınız? Kadın cevap verir: Kaçınız çıplak bedene sahiplenmek yerine, üstünü örtecek kadar adamsınız?
Adam yerine koyduğum insanları neden koyduğum yerde bulamıyorum.
Adını şifrem yapsam, yetersiz karakter diyecek hala konuşuyor.
Ağır geliyorsa konuştuklarım… Demek ki, boş değilmiş söylediklerim.
Ağzımı bozmaya gerek yok. Çünkü gülüşlerimle de küfür edebiliyorum.
Akıl vermeyi bırakıp biraz huzur versen.
Akıllı telefonmuş. Karşı taraf aptal olunca, telefon akıllı olsa bile işe yaramıyor.
Aklımdan geçtin gittin, kim bilir yine kime gidiyordun.
Aklında kalmasını bilirim de ben sıkılıyorum orada; bomboş!
Aldırma gidenlere, sevip terk edenlere. Hayat dediğin iki kelime: “Hoş geldin” ve “güle güle”
Allah’ım aldığın ahı ahirete bırakmasın! Senin yalvarıp, yakardığını, acılar içinde kıvrandığını dünya gözüyle bana göstersin. Şu ölümlü dünyada, iki elim yakanda…
Allah’ım! Bana sayıyla gönderdiğin insanlar, umarım stoklarla sınırlıdır.
Ana sütüyle adam olamadıysan, inek sütüyle ancak öküz olursun.
Anladım ki; insanlar; susanı korkak, görmezden geleni aptal, affetmeyi bileni çantada keklik sanıyorlar… Oysaki ben istediğim kadar hayatımdalar… Göz yumduğum kadar dürüstler ve sustuğum kadar insanlar.
Apartman lambasının bile fark etmediği insanlarla uğraşıyoruz.
Arada makyaj malzemelerini de ye ki, biraz da için güzelleşsin.
Arıza lamban yanıyor tatlım, haydi bir sanayiye uğra da gel!
Artık kimse için sabretmeye gücüm yok. Sadece istediğimi görüyorum. Görmek istemediklerim için de hiç yoklarmış gibi davranıyorum.
Attığınız ya da atacağınız kazıkları saklıyorum, saklıyorum ki gün gelip bana döndüğünüzde sizi ağırlayacak yerim olsun.
Attığınız ya da atacaklarınız kazıkları saklıyorum, saklıyorum ki gün gelip bana döndüğünüzde sizi ağırlayacak yerim olsun.
Attığınız ya da atacaklarınız kazıkları saklıyorum, saklıyorum ki gün gelip bana döndüğünüzde sizi ağırlayacak yerim olsun.
Ayrılıklar, acılar, ihanetler, yalanlar belini büksün. Eski sevgili sana son sözüm benim yaşadıklarımı sen de yaşa! Kucak dolusu acılar ve yalanlarla.
Bağlanmaktan korkuyorum dedi. Tasmasını çıkardım gitti!
Balonlar, içi boş şeylerin de bazen yükselebileceğini hatırlatır.
Bana akıl verirken kalanı sana yetmeyecekse, benim için risk almanı istemem.
Bana ayrı dünyaların insanıyız dediğinde anlamıştım canının cehenneme ait olduğunu.
Bana iyi gelenler hep benden gidenler oldu.
Bana kalbimdesin deme sevgili, kalabalık yerlerde sıkıntı basıyor beni…
Bana kazık attığını sanıyorsun ya çok gülüyorum sana. O kazıkları senin için bekletiyorum senin için biriktiriyorum bеn.
Bana kullandığın o ağır laflar dönüp dolaşıp sana KDV olarak geri dönecek sen bunların hesabını yaparken ben sana gülüp geçeceğim. Kime kıymet versem hayatımı ‘kıyamete’ çevirmesini iyi biliyor.
Bana laf cambazlığı yapma kızım, bir laf sokarım kürtajla bile aldıramazsın.
Bana söylediğin o ağır laflar dönüp dolaşıp sana KDV olarak geri dönsün sevgilim. Sen KDV’lerin hesabını yaparken, ben sana gülüp geçeceğim.
Bazı insanlar ayakkabı mağazası gibi, her numara var Allah için.
Bazı insanlar çamaşır suyu gibidir. İnsan yıpratmaktan başka bir işe yaramazlar.
Bazı insanlar söze gelince edebiyatın turşusunu bile kuruyorlar da icraata gelince turşunun içindeki hıyar kadar olamıyorlar.
Bazı insanları sarımsaklasak da mı saklasak, yoksa boğup da rahatlasak mı?
Bazı insanların da aynı televizyon gibi tepesine vurulduğunda düzelmesi en büyük temennimdir.
Bazı insanların resimlerine bakıyorum, o kadar güzeller ki; hep resimlerde kalsınlar istiyorum çünkü karakterler objektife girmiyor.
Bazı kadınların şövalye sandıkları adamların, aslında alüminyum folyo ile kaplanmış denyo olduklarını görmeleri baya zaman alıyor.
Bazı kişiler dümen çevirmek olunca kaptan olmak için sıraya giriyor.
Bazıları göz yaşını siler ama bazıları ise ağlatanı…
Bazıları haddini aşıp hayatıma burnunu sokarsa bende itinayla haddimi aşıp lafımı sokarım
Bazıları iyi bir küfrü hak etmek için o o kadar çok emek veriyor ki, emeklerine saygı duyuyorum!
Ben “geri zekâlılıkla mücadele vakfı” mıyım, ya?
Ben en azından katilimi tanıyorum. Fakat sen bir gün sevilmediğin bir yürekte, kim vurduya gideceksin…
Ben güçsüzüm düşerim ağlarım canım acır yaralarım ve kusurlarım var, sırf bu yüzden insanım. Sıradanım.
Ben insanları harcamayı iyi bilirim. Yeter ki bozuk olsun.
Ben kimseye beni sevsin diye soytarılık yapmam. Ya sever bildiği gibi ya gider geldiği gibi.
Ben sana inandığım için bir gün kaybederim ama sen bu karaktersizliğinle bir ömür kaybedersin.
Ben sana tavsiye… Sadece gülüşlerimi yakala. Öfkem sana ağır gelir…
Benden sana ne beddua gelir ne de dua bundan sonra, Tek bir dileğim var sadece ne yaşattıysan bana, sende aynısını yaşa.
Benden sonra kiminle olursan ol; senin için “harika bir sevgilim var” diyecek. Ben de evet doğrudur. Çok temiz kullandım diyeceğim.
Beni bırakıp gidişini atlattım, intikam almaya gerek bile yok. Mutluluğum kefenin olacak, bensizlik sana evlat acısı gibi koyacak.
Beni sevmeyen varmış! Bak kalbim kırıldı ve ritmi bile değişti… Tın Tın Tın..
Beni tanımadan hakkımda ileri geri konuşanlara artık hiç kızmıyorum… Bilirsiniz; köpekler tanımadıklarına havlarlar.
Benim de güldüğüm zamanlar çok oldu ve gülüşlerim bazılarına fazlasıyla koydu!
Benim için artık; eskicinin bile almayacağı bir ‘eşya’ gibisin. Artık gidebilirsin.
Benim koyduğum noktadan sonra kuracağın cümleyi ancak kendin okursun!
Besmelesiz sevdin galiba beni; Yüzün bir yana kaymış, şerefin ayrı bir yana.
Bilirsin ben bela okuyamam, Allah selanı versin.
Bir “zam” da şu insanlara gelse kendilerini bu kadar “ucuza” satmasalar.
Bir defa aldatan kişiyi affedersen, seni yine kullanır. Çünkü ihanet bir ruh hali değil; Karakterin dökülüş biçimidir.
Bir kadının gözyaşının akmasına sadece soğan değil, bir ‘hıyar’ da neden olabilir.
Bir zamanlar toz konduramadıklarım, şimdi kirden görünmez olmuş.
Biraz da komik olsun istiyorsanız
Biraz insan ol diyeceğim ama seni de zor durumda bırakmak istemiyorum.
Biz kimsenin varlığıyla var olmadık. Yokluğuyla da yok olmayız.
Biz sevdiklerimizi 165 karakterlik SMS’ler ile değil, delikanlı yüreğimizle severiz. Güzelim…
Boşuna kimseyi suçlamayın dostlarım! Kullanıcı hatası değil, bazılarının doğuştan defoludur yüreği.
Bu dünya senden önce de dönüyor, senden sonra da dönecek. Yani seninle bir şey değişmediği gibi, sensiz de bir şey değişmeyecek.
Bu kadar hızlı kaçacağını bilseydim; Veliefendi’ de sana oynardım be sevgili!
Bu laflar sana kapak olsun, fena oturttum helal olsun, tipin yok ki şeklin olsun. Hadi canım yolun açık olsun.
Bu sıralar herkes havalarda. Hayırdır uçak biletleri mi bedava?
Bugün laf koymayacağım. Çay koydum; gel, iç, insanlık gör.
Bugünlerde hiç kimse arayıp sormuyor. 404 not found gibiyim.
Büyük bir hayal kırıklığı yaşayıp, ben artık kimseyi sevemem deme. Unutma ki, en güzel çiçekler mezarlıklarda yetişir.
Canım bile emanet iken, kaybedecek neyim olɑbilir ki ?
Canım, bak! Bir derdin sıkıntın olursa, biliyorsun, hiç umurumda değil.
Canım, karakterin yere düşmüş. Onu bir alıver oradan.
Canımı sıktığın zaman sana tekme tokat dalıp, “Pardon! Dalmışım.” diyesim var.
Canımı yakacak kadar güçlü olanın sonuçlarına katlanacak kadar gücü olmalı.
Çakalların özgürlüğü Aslan yerden kalkana kadardır.
Çok fazla konuşmaya gerek yok aslında. Sen, benden daha kötülerine layıksın.
Çok fazla konuşmaya gerek yok aslında. Sen, benden daha kötülerine layıksın.
Dansöz gibi kıvırma koçum, bir rahat dur da para takayım bir tarafına.
Değer miydi diye aklıma geldi geçenlerde. Teğet bile geçmez dedim kendi kendime…
Deliler tedavi edilebilir, ama salaklar asla. Çok uğraşmayın!
Demişsin ya, onun gibilerini cebimden çıkarırım diye. Dinle! Ben senin gibilerini tespihime dizerim, tövbe tövbe diye çekerim.
Der ki Kadın: ‘Susarsam’ cevap veremezsin.
Dost dediğin kara günde belli olurmuş. Söndürün ışıkları, dostlarımı sayacağım!
Duydum ki; bir başkasının elini tutuyormuşsun. Bilirsin ben belâ okuyamam, Allah selânı versin!
Egonu öyle beslemişsin ki karakterin aç kalmış.
Eğer bana koysaydı gidişin, sence bu kadar güzel olur muydu gülüşlerim?
Eğer ben güneşsem sen aysın. Benim doğduğum yerde sen batarsın.
Einstein amca bak öyle atomu parçalamakla filan olmaz bu işler, sen gel de O’nun gidişinden sonra beni topla, toplayabilirsen.
Eksik olmayın dedik ama siz fazla olmaya başladınız.
En az benim kadar annemin de ahi tutar sana. Burnumdan getirdiğin süt, onun sonuçta.
Erkek arkadaşının parası yok diye “tokum” diyen de vardır, “yokum” diyen de.
Evet, sivri bir kadınım ben. Nerenle algılarsan orana batar cümlelerim. Yapacak bir şey yok.
Ey sevgili nedir yüzündeki acı yoksa kırılan hayallerim mi battı eline?
Galiba bu aralar karaktersizlik moda. Esas şaşırtıcı olan bunların bu kadar çok takipçisi olması…
Geç kalınmış bir sevgi, idamdan sonraki affa benzer.
Gel bu gece kaybettiklerimize içelim; ben sana, sen şerefine!
Gideceksen git, inan beddua bile etmem sana. Bilemem çünkü isabet eder mi ikiyüzlü suratına?
Gidene asfalt bile dökeriz maksat rahat yol alsın.
Gidenler sanıyor ki kalanlar her gün ağlıyor. Sen radyoyu kapattın diye şarkılar yarıda kalmıyor.
Gidişine illa bir isim konulacaksa mal kaybı diyebiliriz buna.
Gitmeyi tercih edenlerin ardından, el sallayın ki; artık sadece bir ‘el’ olduklarını daha iyi görsünler.
Gölgene de yazıklar olsun! Seni adam sanmış ki peşinden gidiyor.
Görmek istemeyen Göze ışık ne yapsın.
Görmek istemeyen göze ışık tutsan ne fayda.
Hani derler ya; bir konuşursam derinden, aklın oynar yerinden.
Hani sen bana mecbursun havasında olanlar var ya. Onlar o havada takılsınlar; ben bana yeter de artarım, artanımla da onlara hava katarım.
Hani senin varlığın “fifi”, yokluğun da “tın” ya! Benim varlığım “olay”, yokluğum “koyar”..!
Hayatı boyunca oyuncak ayıya sarılıp uyumuş bir kızı, büyüdüğünde sevgili seçimi yüzünden eleştiremezsin.
Hayatımdan gidenler, ya hoşuma giderler ya da boşuna.
Her gece resmine bakmadan yatamıyorum, illa tüküreceğim.
Her gecem sana bedduam ile geçiyor, her günüm sana lanet edişlerimle bitiyor… Sildim seni hayatımdan. Beddualarımda ve lanetlerimde yaşıyorsun.
Her haltı yiyip, evleneceği kızın el değmemiş gonca gül olmasını isteyen erkekler, siz hiç boka kelebek, çiçeğe sinek konduğunu gördünüz mü?
Her zaman arkandayım diyenlere dikkat et, haksız mıyım sevgilim?
Hesabı olanlar sanmasın kapandı defterler. Tek tek yazıyorum her birini bir kenara. iyi kötü, bir gün ödenecek bedeller…
Hesabını veremeyeceğin işlere kalkışma! Öbür tarafta bulaşık yıkatmıyorlar.
İçinden geldiği için bizimle olanları, işinden geldiği için bizimle olanlara değiştik. Yanlış ettik.
İki büyük kaza geçirdim. Tramvay ve sen. En kötüsü sendin.
İki dakika insan ol desem zaman tutacak insanlar tanıyorum.
İkinci bir şans mı? Tabi; istersen kampanya da yaparım senin için yüzsüz, gurursuz, vade farksız.
İnsanlar da fotoğraf gibi; Ne kadar büyütürsen, o kadar düşüyor kalitesi!
İnsanlığa davet etsek yol tarifi isteyecek insanlar var.
İsteyen istediği yere gitsin, zincirini kırıp giden iti ben bir daha kapıma bağlamam.
Kar yağınca mikroplar ölür diyorlar. İyi misin?
Kara kalem resim yapmayı seviyorum çünkü kimin ne renk olduğunu hala çözemedim.
Kara kalem resim yapmayı seviyorum. Çünkü kimin ne renk olduğunu hala çözemedim.
Karakterin otururken sandalyeni mi çektiler, neden böyle oldun? Konuştuğun kadar şerefli olsaydı hislerin; şerefini iki paralık etmezdi seçimlerin.
Kaza gibiyim, kimin başına geleceğim belli olmaz.
Kendi bindiğim gemiyi yakacak kadar deliyken, beni kibritle korkutmaya çalışma!
Kendi nefsine yetmiyorsa gücün, adamlığına da yettiğini iddia etmeyeceksin
Kendime yakışanı severim. Herkese yapışanı değil.
Kendime yakışanı severim. Herkese yapışanı değil.
Kendine bir yol çizebilmek için, bazı insanların üzerini çizmek zorundasın.
Kendini beğenmiş insanları severim. Hiç kimsenin beğenmediği bir şeyi beğenmek ayrıcalıktır.
Kendini bu kadar büyük görmene gerek yok. Nihayetinde benim görebildiğim kadar büyüksün.
Kendini özel hissettirdiysem özür dilerim ama yaparım böyle hatalar!
Keyfin bilir be; sen yoksan hayalin var. Her türlü benimsin yani.
Kır kalbimi gönlün olsun. Al gönlümü senin olsun.
Kıyamam dediklerimiz bizi ince ince kıyıp pembeleşinceye kadar kısık ateşte kavurdular.
Kimi insan girdiğinde odayı aydınlatır, kimi de çıktığında…
Kimileri şerefli olur ama kimileri de şerefsiz.
Kimileri toprak kadar kıymetli, kimileri bir ot kadar değersiz. Herkes bir şekilde yaşıyor işte.
Kimine göre kral, kimine göre yalanım… Unutmayın beyler adamına göre adamım…
Kimseden bir şey istemiyorum. Rahatsız vermeyeceksiniz az ötede durun yeter.
Kimseye değil bu nefretim. Sadece kendime… Sevmeseydim olmazdı içimde koca bir dünya. Şimdi cehennem oldu girme, yanarsın, rezil olursun karşımda.
Kokuna sarılıp sarhoş olmak varken; sensizliğin hüznüne sığınıp berduş oldum ya… İşte o beni mahvediyor.
Konuştuğun kadar şerefli olsaydı hislerin, şerefini iki paralık etmezdi seçimlerin.
Konuştuğun kadar şerefli olsaydı hislerin; şerefini iki paralık etmezdi seçimlerin.
Konuşursam derinden, kimse kalkamaz yerinden.
Kuruşu kuruşuna hesapladım seni. İnan 5 para bile etmedin.
Kuşlar da mutluluktan uçmuyor zaten
Küçükken hayvanlarla konuşabilsem ne ilginç olurdu diye düşünürdüm. Meğer yıllardır en yakınımdaymış.
Küfür benim ağzıma yakışmıyor olabilir ama beni kızdıranların üzerinde çok şık duruyor!
Küfür edemem ben bilirsin susuyorum. Dile getiremediklerimi sen anla.
Laf sokarım derinden aklın oynar yerinden.
Laf sokma, kapak olursun. Yalvarma, köpek olursun. Delikanlı ol; belki yanımda yer bulursun.
Lütfen insan taklidi yapma yakışmıyor.
Mallardan uzak. Manyak ve hayvansal kişiliklerden uzak, gerçek insanlarla yeni bir hayat.
Moralim çok bozuk; şu ‘seni seviyorum’lu fıkranı anlat da gülelim birazcık.
Ne kadar sevdin diye soruyorlar. Hep aynı cevabı veriyorum. Hak etmediği kadar
Ne kralına giderim ne alayına! Bir durum varsa kralı da gelir ayağıma alayı da!
Ne oldu o kadar trip atıp tuttun, bak yine son noktayı ben koydum.
Ne yarım kaldım senden sonra, nede yaralı, beni ne sen yıkabilirsin, ne de en Kralı!
Nefretin adresini tayin etmek istediğinizde aklınızda olması gereken sözler de yok değil hani.
Olum abartı senin neyine, beynin sahip senin abartı genine, beni çöpe atmak senin ne haddine! Sen zaten çöpten beri beni çekme.
Oluruna bıraktım her şeyi paşam. Bak sensizde devam ediyor yaşam.
Oralarda benden yok bir düşünsen anlarsın. Buralarda senden çok var görsen şaşarsın.
Oturur sana şerefi anlatırdım ama, kaybettiği bir şeyi dinlemek ağır gelir insana.
Oyun oynamaya gerek yok hayat. Ne sen çocuksun, ne benim dünyam lunapark.
Önce kendimiz olacağız, sonra da…
Önüne gelenle aşk yaşayan doyumsuz yaratıklar! Bırakın bu Nasrettin Hoca’nın ‘ya tutarsa’ stratejisini. Sütü bozuk olanın, mayası tutmaz!
Öyle insanlar tanıdım ki şu hayatta, hevesim değil, sevesim kaçtı.
Öyle sözler vardır ki karşınızdaki kişinin ağzının payını verecek cinstendir. Bu sözlere biz kapak söz ya da laf sokucu söz olarak adlandırıyoruz. Kızdığınız birine gönderme yapmak istiyorsanız doğru adrestesiniz. İşte, süper laf sokucu sözler, resimli laf sokucu sözler…
Parçaları kaybolmuş puzzle gibisiniz. Kiminizin aklı, kiminizin ruhu kiminizin kalbi yok.
Piyangonun sana çıkmadığına çok şaşırdım halbuki bütün numaralar sendeydi.
Saçlarının neden döküldüğünü anladım. Kafanın içinde tutunacak bir yer bulamadıkları için.
Sahipsiz kalıp tutuşunca etekler, sahibine döner tüm köpekler.
Sana benden nasihat: Başkasıyla gelen mutluluk, başkasıyla gidecektir.
Sana değer verip aşkı bulacağıma x’e değer veririm y’yi bulurum daha iyi.
Sen bu kalp yükünü kaldıramadıysan ben el atarım. Senin çivin çıkmış ama bilirsin ben çok iyi çakarım.
Sen hala kabullenmedin mi sevap sandığın günahlarını!
Sen hayata at gözlükleriyle bakmaya devam edersen, birilerinin çüş demesi zoruna gitmesin.
Seni adam ederdim ama çoktan köpeğim olmuşsun, ne lüzumu var.
Seni gözümde bu kadar büyütmeme aptallık diyorsan, bu senin karakterinin küçüklüğü, benim hayal dünyamın büyüklüğüdür.
Seni gözümde bu kadar büyütmeme aptallık diyorsan, bu senin karakterinin küçüklüğü, benim hayal dünyamın büyüklüğüdür.
Seni hiç unutmadım inanır mısın? Yediğim salatada bile arar oldum. Bir hıyarın eksikliği bu kadar mı belli olur.
Seni tanıyamıyorum artık. Künefe gibi için kaşar dışın ise çok tatlı.
Seni unuttum sanma, sadece değerin kadar hatırlıyorum.
Senin etiketinin olduğu yer fiyatı ben koyarım.
Senin gibi bozuklukları kumbarada biriktirir ve geleceğe yatırım yaparım. Ha çok mu sıkıştım; hiç düşünmem hemen harcarım.
Senin yakarak küle çevirdiğin kalbi, bir başkası üfleyerek can verir.
Sevgimi anlayamadın mı gözlerimdeki yaştan? Atalarımız doğru demiş; eşek ne anlar hoş laftan…
Sevilebileceğim birine benziyordun dedi. Olsun dedim sende insana benziyordu.
Sorunum ağlamayı öğrenmek değil gülmeyi unutmak!
Şarap gibi kadın olsan kaç yazar, yanındaki adam turşu olduktan sonra.
Şimdi neden seni hazmedemediğimi daha iyi anlıyorum. Bünyem, haram lokmayı kaldırmıyor. Söylemeyi unutmuşum.
Şimdi sahne senin, devam et! Ama sıra bana gelmesin, dua et!
Tabağına yiyebileceğin kadar yemek, hayatına sevebileceğin kadar insan al. İsrafın lüzumu yok.
Tam diz çöktürecektim iki hecelik adına Paşam şiir yazılmaz dediler üç kuruşluk kadına…
Taş gibi kızsın ama okey taşı… Elden elde gidiyorsun farkında değilsin.
Tavırlarınla birçok ağır küfürlü söz hak ediyorsun. Ama seni iplemez gülüşüm, senin gelmişini geçmişini tatmin etmeye yeter diye düşünüyorum.
Terk etmek kolaysa senin için, el sallamak zor değil benim için.
Terk etmek kolaysa senin için, el sallamakta hiç zor olmaz benim için.
Tipi Tarlabaşı ama egosu sanırsın Nişantaşı.
Tutamayacağın sözü diline, veremeyeceğin sevgiyi kalbine, mutlu edemeyeceğin insanı ömrüne koymayacaksın.
Umutlara kanma umutlar bir gün imkansızlaşır, hayatı toz pembe yaşıyorum sanma her renk bir gün siyahlaşır.
Umutlara kanma, umutlar bir gün imkansızlaşır, hayatı toz pembe yaşıyorum sanma, her renk bir gün siyahlaşır.
Varlığım parmağına ‘yüzük’ olmadı ya. Yokluğum kulağına ‘küpe’ olsun!
Varlığım parmağına ‘yüzük’ olmadı ya. Yokluğum kulağına ‘küpe’ olsun.
Vefa eksikliği nedeniyle, sahtelik sendromu hastalığına tutulmuş insanlar! Reçetenize yol yazdım. Her gün biraz alırsınız.
Yahu koyduğum şeyleri koyduğum yerde bir türlü bulamıyorum daha yeni bazı kişileri adam yerine koymuştum şimdi ara ki bulasın.
Yalan zeka işidir, dürüstlük ise cesaret. Eğer zekan yetmiyorsa yalan söylemeye, cesaretini kullanıp dürüst olmayı dene.
Yalandan kim ölmüş diye soruyorlar. Doğru kimse ölmez… Ama: güven ölür, gönül ölür. En önemlisi de insanlık ölür.
Yalanım yok ki benim, aklımdasın hala. Ne yapayım güzelim gereksiz şeyleri hep kafama takıyorum.
Yalnız mısın? Üzülme… Yanlış bir kalbin mağazasında olmaktan iyidir.
Yalnız olmak, yanlış kalpte olmaktan iyidir.
Yanımda olması gerekenler zaten yanımda def olup gidenler kimin umurunda…
Yaptıklarıyla küçülenler, laflarıyla büyüdüklerini sanmasınlar.
Yürekli bir kadının başı, yüreksiz bir erkeğin omzuna ağır gelir.
Yüz dilde seni seviyorum desen ne fayda. Bir dilde adam gibi söyleyemedikten sonra.
Yüz kere yere düşmüş olayım; başkalarına çelme takan biri olmayacağım. Ben kazanan değil, insan olmak istiyorum.
Zıtlıklar ekseninde laf sokmak: Eğer ben güneşsem sen aysın. Benim doğduğum yerde sen batarsın
Zor, biliyorum ama nasipte varsa açılır yollar. İzin ver Allah’ım.
Zoruna gittiğini duydum. Güzel yer, ben de gitmiştim!
Zoruna gittiğini duydum. Güzel yer, ben de gitmiştim!